TÜRKİYE
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE  
  türk milleti
  atasözleri
  oğula nasihat
  türkiye haritasi
  gazeteler
türk milleti
 
 
 
"Türk'ün Gerçek Türk'den Başka Dostu Yoktur!"
 
 
 

 

 
 
 
 
 
Başlıkta kastedilen, Türk Milleti'nin kendisidir. Mesele bir birey veya bir ırk olarak algılanmamalıdır.Tabiiki bir Arap, bir İngiliz, bir Alman v.s. bizi kara kaşımız, kara gözümüz için sevmez veya bizimle müttefik olmaz. Bizi seviyor görünüyor veya bizimle müttefik oluyorsa menfaatlerini korumak için böyle yapıyorlardır. Menfaatleri çakışsın, bakın o zaman bizimle" dost veya müttefik!" olan İngiliz'e, Fransız'a bilmem Alman'a, ABD'ye v.s. Burada Mevlana'nın Mesnevi'sin de bahsettiği küçük bir hikayeyi aktarayım:
-Mevlana, bir arkadaşıyla yolda giderken birbirine sarılmış yatan iki köpek görmüşler. Arkadaşı Mevlana'ya dönerek "aaa demiş, köpeklere bak nasılda birbirine sarılmış, kardeşçe yatıyorlar" deyince Mevlana şu cevabı vermiş: "Hele önlerine bir kemik at ta ondan sonra gör dostluklarını" demiş.
Bizde; bize dost ve müttefik görünen devletlerin önüne kemik atalımda ondan sonra görelim dostluklarını müttefikliklerini, bakın nasıl ağızlarından salyalar akıtmaya başlıyorlar.
Türkiye'nin jeostratejik durumu bizimle sözde dost ve müttefik olmalarının temel nedeni.

Aslında hiç bir millet birbirini sevmez. Örneğin, ikiside Arap olmasına karşın Mısır'la Suudi Arabistan, İkiside aynı Irktan geldiği halde Almanya İle Avusturya veya İngiltere İle ABD gerçekte birbirini sevmez
ama menfaatleri icabı birbirlerine saygı gösterirler

Bizim; ilk düşmanımız Çinliler'di. Anadolu'yu fethedince düşmanlarımız; Bizanslılar(Yunanlılar)ve Haçlılar olmuştur. Şimdi ise komşularımızın tamamı düşman. Siz bakmayın Gürcistanmış,Bulgaristanmış, Suriyeymiş, İranmış gibi dost görünen ülkelere, biraz zayıf olalım, biraz sesimizi çıkarmayalım hemen tepemize çullanırlar. Çünkü bu ülkelerde ve diğer komşularımızda yüzyıllarca OSMANLI egemenliğinde yaşamanın ezikliği var. Aslında Osmanlı gibi üstün bir kültür ve hoşgörü medeniyetinde yaşadıkları için şükretmelidirler. Başka bir devletin egemenliği altında yaşamış olsalardı bugün dünyada Gürcüymüş, Yunanmış, Bulgarmış, Sırpmış, Arapmış, Kuzey Iraklıymış v.s.hiçbiri olmazdı. Osmanlı'nın hoşgörüsüne şükretsinler.
Türkler olarak "Bir Olalım, Diri Olalım, İri Olalım'. O zaman kimse bize bir şey yapamaz, kimsedende
korkumuz, çekincemiz olmaz.

Kısaca"Türk'ün Gerçek Türk'den Başka Dostu Yoktur!"


Bu sözü şöyle de çevirmek mümkün; "yeryüzünde TÜRK'ten başka milletler aslında TÜRK milletinin potansiyel düşmanlarıdır". Çıkarı olmayan bir devlet TÜRKİYE'nin yanında olmaz! TÜRKLERveya TÜRKİYE ne zaman düşmansız kalmıştır

Herşeyden önce kendi milliyetimizi hiç bir zaman gözardı etmeden yaşamalıyız...Ben TÜRK'üm diyen herkes TÜRK'tür .Çünkü ben TÜRK'üm demek bir genetik uyarıdır.İnançlar,Tanrı ile kul bağıdır ama ırk kan bağıdır.O kan bağını yaradan da yüce ALLAH'dır.Bugün dünyada yaklaşık 500 milyon TÜRK yaşıyor.TÜRK Milletinin en büyük özelliğide yüzyıllardan beri farklı ırkları bir arada tutabilmesidir.
Kıbrıs'ta, Hocali'de,Anadolu'da ve Balkanlar'da soykırıma uğrayıp, yapmadığın soykırımla suçlanmaktır. TÜRK olmak vatanına, yurduna, tarihine sahip çıktığında,faşistlikle suçlanmaktır.TÜRK olmak,
Mostar'da köprüdür,Üsküp'te cami,Kerkük'te kaledir,Anadolu'da buğdaydır,Trakya'da ayçiçeğidir.Ege'de tütün,karadeniz'de fındıktır...

TÜRK olmak,Çanakkale'de ölmektir.Çanakkale'de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanene taşımaktır.TÜRK olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır...Belki de dönmeyeceğini bilerek.TÜRK olmak ananın ardından" bir oğlum daha olsun, onu da göndereceğim" demesidir.Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken "vatan sağ olsun" demesidir...Türk evlatları Gabar'da,TÜRK evlatları Şırnak'ta,TÜRK evlatları pusularda kanlarını akıtıyor bu topraklar için.Onların adı Hrant değil ki sekiz saat cenaze töreni naklen yayınlansın.Üstüne üstlük yayın yasağı bile konulup,kaldırılabiliyor...

Dış politikaların ana eksenini, ulusların çıkarları belirler. Dünya, bu anlamda da "menfaat dünyasıdır."Şu anki global durumda herşey çıkar birliğine yöneliktir, milliyetçilik ve din ikinci planda kalmıştır.
Tarihin ve tarihçiliğin siyasetle sıkı bir ilişkisi vardır.Tarih metni yazarken başkalarına karşı değil, öncelikle kendimize karşı dürüst olmalıyız.Öncelikle meselenin objektif olarak görülmesini ve soğukkanlı yaklaşımları engelleyecek aşırı övgü veya sürekli eleştiriden kaçarak kendi tarihimizi oluşturmalıyız.
Kendi milliyetimizi hiç bir zaman gözardı etmeden yaşamalıyız.Başka milletlerden medet ummak yerine TÜRK kimliğine sarılmalıyız.Terör durmadan azıyor, onca şehit verdik veriyoruz.
Nato üyesiyiz, nerede, Nato?ABD'nin stratejik ortağıyız.Uygar Batı, AB, Nerede?Bence bu tür oluşumlar sadece kötü günde elimizi kolumuzu bağlamak için var.

Batı güdümlü dış politikaya son vermedikçe,candan yürekten TÜRK'üz diyemedikçe,Tarih şuurunun yok olmasına müdahele etmedikçe, dilin yozlaşması, dinsizlik ve yobazlıktan kurtulmadıkça,mason veya bağımlı politikacılardan kurtulmadıkça,hukukun üstünlüğü, insan hakları palavrası altında Batı tipi "suçlu-güçlü hakları"nı savundukça,sık sık af yasası çıkartıp; tecavüzcüleri, kapkaççıları, hortumcuları, soyguncuları, bölücüleri tekrar sokağa saldıkça,"Azeriler şiidir, bizden çok İran'a yakındırlar" deyip TÜRK dostlarını küstürdükçe,Türkleri durmadan kesen Ermenistan'a "Komşu açken tok yatan bizden değildir," hadisine dayanarak yardıma kalkan politikacıları baş tacı yaptıkça,ATATÜRK'ün Hatay'ı nasıl aldığını unutup,TÜRKLERİN bütün yaşadıkları toprakları göz ardı ettikçe,dış TÜRKLERE yönelik politikalar geliştirmedikçe,millet oluşumuz zarar görür...Böyle olursa kendimizi ne kendimize,ne de dünyaya kabul ettiremeyiz...Bizler ne olursa olsun,"VATAN SAĞOLSUN" diyen onurlu Türk Ecdadın,TÜRK soyuyuz...

Türkiye'm! Hasretim! Kınalı türküm!..

İç içe güzellik, uç uca kahır

Yüreğimi bin parçaya bölseler

Her parçası yine seni çağırır.


Elbette ki Türk'ün Türk’ten başka dostu olmadığı gerçek ve bizden öncekiler yıllarca, hatta asırlarca bu gerçeği tekrarladılar ama özellikle günümüzde Avrupa - Amerika sevdalıları ve Rus - Çin aşığı kızıllar sürekli olarak hayal ürünü bir dostluktan bahsetmekteler. Ama bu dost ülkeler (!) bu savaş döneminde gerçek yüzlerini açık ve net olarak gösterdiler. Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika, İngiltere, Rusya, Çin, Arap ülkeleri vs..., yani hemen hemen bütün ülkelerin savaş konusunda farklı düşünceleri ve söylemleri var ama sadece tek bir noktada birleşiyorlar: "Türkiye kesinlikle Kuzey Irak’a girmemeli". Nasıl olursa oluyor, birbirine bu kadar zıt görüşlere sahip olan ülkeler tek bir kararda birleşiyor. Bazılara buna ne der bilmiyoruz ama biz kısaca "TÜRK DÜŞMANLIĞI" diyoruz bu olaya... Savaşın henüz başlamadığı ama bütün dünya gündemini meşgul ettiği günlerde "Arap kanı Türk kanından daha mı değerli?" başlıklı bir yazı yazmıştık. Ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı. Bütün dünya insanlıktan, insan haklarından, masumiyetten, savaş karşıtlığından bahsediyor. Hatta savaşın taraflarından olan Amerika, İngiltere bile insanlıktan dem vuruyor, "masum Irak halkını kurtaracağız" diye ve Türkiye'nin Kuzey Irak'ta katliam yapacağını öne sürerek bölgeye girmemesini istiyor. Diğer ülkelerin de fikirleri aynı doğrultuda.

Dünya tarihi savaşlarla ve katliamlarla doludur. Bütün dünya ülkelerinin hemen hepsi bu tarihten nasibini almıştır ama Türklerin aldığı tek nasip cengaverliktir. Türk tarihinin hiçbir döneminde "katliam" olmamıştır çünkü Türk yiğitçe savaşır, kahpelik yapmaz... Bugün insanlıktan dem vuran ülkelere bir bakalım: Almanya kendi tarihine Hitler gibi diktatörü sokmuş, binlerce yahudiyi öldürmüş bir devlettir; Fransa yıllar boyunca Cezayir'in kanına girmiştir; İngiltere'nin tarih boyunca Orta Doğu'da hem kendi eli, hem de parayla kiraladığı Arapların eliyle yapmadığı katliam kalmamıştır, üstelik Türkler de katledilmiştir. Yunanistan Helenizm hayaliyle tarih boyunca Türkleri kırmaya çalışmıştır; bugün de bu hayali devam etmekte ve geçmişten kalan kini ile Kıbrıs'ta bir oyun tezgahlamaya çalışmaktadır. Amerika ise aslında katliamın diğer bir adıdır ve dünyanın neresinde olursa olsun dökülen her kanda CIA'nın mutlaka bir payı vardır. Fakat buna rağmen Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmemesini en tok sözlerle belirten devlettir; gerekçesi de Türkiye'nin bölgede kürtlere yönelik "katliam" yapacağıdır.

Ve asıl ülkelere gelelim: Rusya ile Çin... Savaş başladığından beri insanlıktan, savaş karşıtlığından bahseden ama tarih boyunca Kafkasya'yı kan gölüne çeviren, katliamın ve vahşetin tarihini yazan ve hâlâ yazmaya devam eden iki kızıl ülke... Bugün insanlıktan bahsetmeleri ne kadar hoş değil mi? Milyonlarca Türk'ün bağımsızlıklarını ihlal eden bu iki ülke bugün mazlum Irak halkının ölmemesi için Amerika'yı uyarıyor. Rusya, Çeçenistan'da binlerce Çeçeni katlederken; kızıl Çinliler Doğu Türkistanlı ırkdaşlarımıza her gün yeni bir vahşet yaşatırken ve yaşlı-genç, çoluk-çocuk, kadın-erkek demeden binlerce Türk'ün kanına girerken "insanlığından" utanmıyor ama masum ve mazlum Irak halkının ölmesine gönlü razı olmuyor... Bu nasıl bir insanlık anlayışıdır, bizler anlayamıyoruz...

Bugün yaşanan bir paylaşım savaşıdır. İngiltere ve Amerika resmi söylemlerinde olduğu gibi "Irak rejimini değiştirmek ve halkını özgürleştirmek" için değil, Orta Doğu'da bir üs kurabilmek ve petrolün getirisini bölüşmek için bu savaşa girdiler. Ve savaş sonunda kazanan taraf olurlarsa bu istekleri yerine gelecek. Savaş karşıtı ülkeler ise bu paylaşımdan bir pay alamadıkları ve bu savaştan maddi bir çıkarları olmadığı için savaşa karşılar. İnsanlık, masumiyet, özgürlük, dünya barışı, hümanizm de işin hikayesidir.

Eğer gerçekten dünyada bir hümanizm fırtınası esseydi, bu ülkeler gerçekten insanlık adına mücadele verselerdi; bugün Doğu Türkistan Türklerine uygulanan zulüme ve Kafkasya'da yapılan Çeçen katliamına da aynı tepki gösterilmesi gerekirdi. Filistin'de yaşanan bağımsızlık mücadelesinin çok daha şiddetlisi Atayurt'ta yapılmaktadır. Irak savaşı sırasında ölen kişilerin sayısından kat ve kat fazlası Kızıl Çin tarafından öldürülmektedir. Ama elbette Doğu Türkistan'da petrol olmadığı için o bölgenin insanları bu "hümanizm" rüzgarından nasibini alamamaktadır ve asla alamayacaktır...

Kişi kendisi ne ise karşısındakini de öyle görürmüş. Bu kavram devletler için de böyledir. Her devlet bu savaşı bir paylaşım savaşı olarak gördüğü ve dünya ülkeleri "bu savaştan çıkarı bulunanlar ile bulunmayanlar" şeklinde ikiye ayrıldığı için Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesini istemiyorlar. Çünkü planlarında Türkiye'ye ve Türklere yer yok. Bizler Kuzey Irak'a petrol için, üs için girmek istemiyoruz. Bizler kendi sınırlarımızın güvenliği ve ırkdaşlarımız olan Iraklı Türkmenlerin yıllarca Araplar tarafından katledildiği gibi şimdi de kürtler tarafından katledilmesini önlemek için girmek istiyoruz. 1991 yılındaki Körfez Savaşı'nda ödediğimiz ağır faturayı bir kez daha ödememek için girmeyi istiyoruz. Yarım milyon kaçağın sınırlarımıza dayanmaması için, bu mültecilerin ülkemizi geçmişte de olduğu gibi kan gölüne çevirmemesi, vatanımızın silah ve uyuşturucu alışverişi yapılan bir ülkeye dönmemesi için istiyoruz.

Bütün dünya şunu bilsin ki, yönetimlerimiz ne kadar hain olsa da her zaman güvendiğimiz ve güveneceğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri gerektiği anda duruma el koyacaktır.



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sakın Türk’e Dokunmayın

 
 
   Türklerle ilgili hadislerin büyük bir bölümü Peygamberimizin en yakınında bulunan ve pek çok hadis rivayet etmekle meşhur olan büyük sahabeler Ebû Hureyre , Hz. Ömer ve Peygamberimizin vahiy ve sır katibi olan Muaviye , Abdullah b. Mesud tarafından rivayet edilmiştir. Bu hadislerde bazılarında açıkça Türk adı geçmekte, bazılarında da Türklerden “Kantura Oğulları” şeklinde bahsedilmekte, bazı hadislerde de Türklerin ırki ve fiziki özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir. Bu hadislerin hiç şüphesiz hepsi birer mucize eseridir ve hepsi önemlidir. Fakat en önemlileri: “Sakın Türklere dokunmayın, ilişmeyin, ümmetimin idaresi bir gün Türklerin eline geçecektir” türündeki hadislerdir. Bizans ve İran ülkelerini ashabına hedef olarak gösteren ve : “Kayser’in ve Kisra’nın ülkeleri ve hazineleri Müslümanların eline mutlaka geçecek ve Allah yolunda harcanacak” diyen; İran’ı ve İstanbul’u hedef gösteren Sevgili Peygamberimiz Türkler söz konusu olunca Niçin Türklere sakın dokunmayınız demiştir? Türklerle savaşmayı niçin yasaklamıştır. Bunda Yüce Allah tarafından türlü mucizelerle donatılmış olan Sevgili Peygamberimizin daha sonraki gelişecek olayları bilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu hadislere topluca bir göz atacak olursak: Kütüb-i Sitte müelliflerinden Ebu Davud ( doğumu. M. 825 ) Sünen_i Ebu Davud isimli eserinde (Sünen-i Ebi Davud ve Tercemesi, tercüme İbrahim KOÇAŞLI cilt 5, sayfa 107 İst.1983) şu hadisi nakletmişlerdir( burada Türklerle ilgili toplam beş adet hadis vardır.): “Hz Peygamber buyurmuşladır ki, Habeşliler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayın. Hele Türkler size dokunmadıkça siz de Türklere dokunmayınız.“

   Gerek Kur’an-ı Kerim’de gerekse hadis-i şeriflerde verilen mesajlar İslâm’ın genellik ve esneklik özellikleri bakımından bütün zamanlar ve mekanlar için geçerlidir.Bütün insanlar Müslüman olsun olmasın Hz. Peygamberin ümmetidir. O’nun davetini kabul edenlere ümmet-i icabet, kabul etmeyenlere de ümmet-i davet denir. Bu bakımdan gerek Kur’an-ı kerimdeki gerekse hadislerdeki Türklerle ilgili mesajlar bütün insanları bağlar ve ilgilendirir. Hz. Peygamber “Türk’e dokunmayın, ümmetimin idaresi bir gün mutlaka Türklerin eline geçecektir diyorsa” mutlaka bunun bir çok hikmetleri ve sebepleri vardır. Bu mesajları sadece Müslümanlara değil bütün insanlara verilmiş mesajlar olarak değerlendirmek ve “Dünyanın-insanlığın idaresi Türklerin eline geçecek, Türkler dünya nizamında ve barışında yetki sahibi olacaklar” şeklinde anlamak icap eder. Hunlar zamanından beri Türklerde mevcut olan “Allah tarafından dünya nizamını sağlamakla görevlendirilmiş olma düşüncesi” böylece hem Kur’an-ı Kerim’le hem de hadis-i şeriflerle desteklenmiş olmaktadır. Bu mesajlar, Hunlar, Göktürkler, Selçuklular ve Osmanlılar dönemine dünyanın en büyük ve nizam verici gücü olan Türk milletinin gelecekte de dünya nizamını sağlama da söz sahibi olacağına dair ilahi işaretlerdir.
Bu gün Hz. Peygamberin bu yüce mesajının kıymetini bilemeyip İngilizle birleşip Türk'ü arkadan vuranların hâli ortadadır. Bu günde marksist-ateist- dinsiz bir örgüt olan PKK ile işbirliği içinde olan ve Türk'ü arkadan vurma sevdasında olan sözüm ona Müslüman olan (Türk_Kürt) lara Sevgili Peygamnerimizin hadis-i şeriflerini hatırlatır ve Türk'e nankörlük edenlerin başlarına gelen akibetin onları da beklediğini hatırlatırım.


 

 

 
 
 
 

 
 

 

 

 

 
 
 
 

 

 

 

 
 
 
 

 

 
 
 

 

 
 
 
 

 

 

 

 
 
 
 


 

 

 

 
 
 
 



 

     
 
the_secret67@hotmail.com - enteresan67.tr.gg
 
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
 
   
 
  atarz9.gif

 
 
   
 
   
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol